23.11.2022 13:48:14 Paylaş

Zorunlu Açıklama

Yaklaşan TÜRSAB Seçimli Genel Kurulu öncesi adayların rehberlik ve rehberler üzerinden seçmen etkileme çabalarının sürmekte olduğunu üzüntü ile gözlemliyoruz. Ne rehber odalarının ne de TUREB’in Genel Kurullarında biz TÜRSAB ve acentaları "tehdit" gibi görüp, tartışmaya açmak ve bunun üzerinden oy devşirmeye yönelik etik dışı ve hamaset içeren girişimlere prim vermedik. Acentaların ve TÜRSAB başkan adaylarının turizm sektöründe nasıl daha kaliteli ve etik turizm yapmalıyız, turlarda kazaların önüne nasıl geçebiliriz gibi yığınla konuyu masaya yatırmaları gerekirken, sürekli rehberleri gündeme almalarını anlamsız buluyoruz.

Adaylardan birinin bir gazetede :

Sayın Bakan tam da bu konuda bizim istediğimiz gibi, çünkü Sayın Bakan kendisi de hem otelci hem acentacı, turizmin duayenlerinden. Bu meseleyi ören yerlerinde, kültür varlıklarında, müzelerde gerekli olduğu yerde rehber isteneceğini bununla ilgili mevzuatın hazırlandığını, ayrıca Türkçe rehberlik meselesinin de hallolduğunu en kısa zamanda yürürlüğe gireceğini söyledi. Bu bizi çok memnun etti. Biz ekibimizle daha TÜRSAB seçimlerini kazanıp yönetime gelmeden Sayın Bakanı gidip ziyaret etmiş olmamız bize büyük şey kazandırdı.” şeklinde yer alan ifadeleri bizi bu açıklamayı yapmaya zorunlu kılmıştır.

1- Rehber olma şartları arasından yabancı dil bilme zorunluluğunun kaldırılmasının sakıncaları

Pazarın çok sınırlı bir kısmında, çalışan acentelerin işgücüne zahmetsizce erişim için uydurdukları bir formüldür. Jeo-politik konumu ülkemiz kadar önemli olan ülkelerde kabul görmüş turizm pratiklerine uymaz ve milli çıkarımızın tersinedir.

Yabancı dil öğrenmek mümkündür. Öğrencilerin bu motivasyonunu kırmak “vatandaşlara hizmet fırsatı vermek” gibi çekici cümlelerle süslenmektedir fakat kısıtlı sayıda acentenin daha ucuza iş gücü elde etme çabasından başka bir şey olmamakla birlikte bizi “ülkemizi yabancılara tanıtma” statüsünden “Ülkemizi yabancılara tanıtamayacak rehber” diye bir kavramı oturtmak turizm vizyonumuza, yabancı turistlerin de getirebileceği refahı 81 ile yayma arzumuza zıttır. “Sonra piyasa isterse daha çok para kazanmak için yabancı dil öğrenir.” türünden ifadeler temenniden öteye gitmez ve idarenin düzenleyicilik vazife ve iradesine aykırı olarak öne sürülmektedir.

Çoğunluk olduğunu iddia eden sınırlı sayıda acentenin iddialarının aksine “Türkçe rehber bulamadığımız için gezdirilemedik” diye bir tüketici şikâyeti hiçbir yerde yoktur.

Acentalar rehber ücretini tam ödemekten kaçınmayıp ve son anda rehber arayışına girmedikleri takdirde rehber bulmaları zor olmayacaktır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı dahil çok sayıda turizm ile alakalı/alakasız kamu ve özel kurumlar personel alımlarında yabancı dili tercih sebebi olarak görür iken, yılda ortalama 6 bin kişiye hizmet veren bir rehberin yabancı dil bilen ve buna uygun dünya görüşü olan kişiler arasından tercih edilmesi, yetişmiş turizm personelinin kalitesini korumak açısından önemlidir.

Olmayan bir soruna çözüm iddiasıyla, hayali bir yokluktan kurtulabilmek için, yabancı dil bilmeyen düşük vasıflı adayların Türk ziyaretçilerin hizmetine sunulması fikri kendi vatandaşımızı da ikinci sınıf ziyaretçi durumuna düşürmektedir. Vatandaşlarımızı tahkir etmektedir.

 Sadece ucuz işgücü̈ temin etmek için yapılan, çoğunlukla sebep-sonuç ilişkisi içermeyen bu söylemler, savını yukarıda yazmış olduğumuz sebeplerle de beraber ülkemizin maddi, manevi ve siyasi çıkarlarına zıttır.

Sonuç olarak, yabancı dil bilen rehberlerin tümünün ana / resmi dili TÜRKÇE’dir.

2 - Otobüste rehber bulunmasının gereklilikleri ve faydaları

Otobüs seyahatlerinde rehberlerin uzun saatlerce yaptığı açıklamaların ülkemizin tanıtımında ne kadar önemli olduğu bilinmektedir.

Turistler için turist rehberinin sadece müze, ören yerleri ve turistik işaretli bölgelerle sınırlı tutulması talebi ülkemizin ve turizmimizin gerçeklerine ve zenginliğine uygulanabilirliğine uymamaktadır.

Rehberliğin tanımındaki ifadeler çok açıktır: “turistlerin gezi öncesinde seçmiş oldukları dil kullanılarak ülkenin kültür, turizm, tarih, çevre, doğa, sosyal veya benzeri değerleri ile varlıklarının kültür ve turizm politikaları doğrultusunda tanıtılarak gezdirilmesi…”

Yukarıdaki tanıma göre hizmet veren birey Bakanlığımızdan ruhsatname sahibi değilse sahte rehberdir ve bu kişinin bu amaçla istihdamı söz konusuysa buna müsaade edilmemelidir.

Sonuç olarak, yerli ve yabancı turistler devlette resmi kaydı olmayan, belgesiz, birikimsiz, yanlış ve ülkemiz aleyhinde anlatım yapan yerli veya yabancı kişilerin eline terk edilmemelidir.